Etiket: nöroloji

Nöroloji nedir?

Nöroloji sinir sistemi ile ilgili hastalıkların tanı ve tedavisinin medikal (ilaçla) yapıldığı dahili bir bölümdür. Nöroşüriji (beyin cerrahisi) ise bu hastalıkların cerrahi olarak tedavi edildiği bölüme verilen addır. Aslında hem nöroloji ve nöroşiruji uzmanı sinir sistemi hastalıklarını tedavi etmeye çalışıyor, ancak kullandıkları yöntemler farklı; biri ilaç veriyor (nöroloji), diğeri ise ameliyat ediyor (nöroşiruji). Bu ayrım henüz pek çok kişinin kafasında tam olarak yerleşmediğinden bazen iki dal karıştırılabiliyor.

Sinir sistemi dediğimizde beyin, beyinden çıkan koku, görme, işitme, yüzün dokunma ve ağrı duyusunu,göz hareketleri, mimik, çiğneme, konuşma, yutma ve dil kaslarına giden kafa çifti dediğimiz sinirleri, omurilik, omurilikten çıkan ve giriş yapan motor, duyu yolları ve refleksleri sağlayan sinir köklerini (radiks), onların oluşturduğu pleksus denilen sinir kavşaklarını, oradan çıkan kol ve bacaklardaki kaslara giden çevresel (periferik) sinirleri, kasla sinir arasındaki bileşkeyi ve kasları kastediyoruz.

Nöroloji uzmanı yukarıda adı geçen sinir dokuları ile ilişkili hastalıkların tanınmasında ve tedavi edilmesinde rol oynar. Bazı hastalarımız nörolojinin tam olarak hangi konularla ilgilendiğini bilemediği için, iç hastalıkları, kulak burun boğaz, fizik tedavi ve beyin cerrahisi gibi dallardan randevu almaktadır. Bu hem hastalarımız, hem de nörolojik hastalıklar ile ilgili yeterli donanıma sahip olmayan başka dal hekimleri için gereksiz zaman ve enerji kaybına neden olmaktadır. Bu yazımda toplumda en sık görülen nörolojik hastalıkların hangileri olduğu hususunda kısaca bilgi vermeye çalışacağım.

Dünya Sağlık Örgütü’nün raporuna göre en sık görülen nörolojik hastalık beyin damar hastalıklarıdır (%55). Bu ana başlığın içine beyin damar tıkanıklıkları ve beyin kanamaları girer. Beyin damar hastalıkları ister tıkayıcı, ister kanayıcı olsun sıklıkla kişinin günlük yaşam aktivitelerini aksatan felç, konuşma, anlama ya da denge bozukluğuna neden olurlar. Beyin damar hastalıkları kişinin uzun süre fizik tedavi görmesine ve başkalarına bağımlı bir yaşam sürmesine yol açacak kalıcı ya da ağır sekellerle sonuçlanabilirler. Oysa inmenin önlenebilir risk faktörleri vardır. Ne yazık ki inme oluştuktan sonra tedavi edilebilir bir hastalık değildir. Bu nedenle koruyucu hekimlik çok önemlidir. Atmış yaş üstü kişilerin, nöroloji uzmanı ile görüşerek kendi risk analizlerini yaptırmaları, çoğu zaman kalıcı sekelle sonuçlanan bu hastalıktan korunmaları açısından çok önemlidir.

Yaşlı toplumun nüfusunun giderek arttığı dünyamızda ikinci en sık görülen nörolojik hastalık ise Alzheimer hastalığı ya da bunamaya neden olan diğer süreçlerdir (% 12). Bu konu ile ilgili detaylı bilgiyi nörolojik hastalıklar bölümünde Alzheimer hastalığı ile ilgili hazırladığı iki slayt setinde bulabilirsiniz.

Dünya Sağlık Örgütü raporuna göre en sık görülen üçüncü nörolojik hastalık migren olarak bildirilmiştir (% 8.3). Migren sıklıkla 20-30 yaşlarında ortaya çıkan tekrarlayıcı baş ağrısı hastalığıdır. Türkiye’de yapılan bir çalışmada bu yaş grubunda kadınların % 24.6, erkeklerin ise % 8.5’unun migren hastası olduğu ortaya konulmuştur. Migren uygun şekilde tedavi edilmediğinde kronikleşme (süreğenleşme) riski taşıyan, kişinin ruh sağlığında ve işlevselliğinde ciddi kayıplara yol açabilen bir hastalıktır.

Dördüncü sıklıkta görülen nörolojik hastalık ise epilepsidir (%7.9). Epilepsi, halk arasındaki adı ile sara hastalığı, tekrar eden nöbetlerle seyreden kronik bir nörolojik hastalıktır. Birçok alt tipi olan bu hastalıkta hastaların sıklıkla bu ilaçları uzun yıllar kullanmaları gerekmektedir. Epilepsi nöbeti geçirmeyi tetikleyebilecek mevcut durumları iyi değerlendirip, onlardan kaçınmaları da bu hastaların nöroloji uzmanından almaları gereken önemli bilgiler arasındadır.

Menenjit beyin zarların iltihaplanması sonucu baş ağrısı, yüksek ateş, ense sertliği, epilepsi nöbetleri, bilinç bozukluğu hatta komaya neden olabilen beşinci sıklıkta görülen nörolojik hastalıktır (% 5.8). Geri dönüşümsüz sonuçlar doğmadan erken dönemde tanınıp, hızla tedavi edilmesi gereken çok önemli bir hastalık olan menenjitte nöroloji uzmanı tanı için lomber ponksiyon denilen, halk arasında belden su alma olarak bilinen işlemi uygular. Bu yöntemle menenjite yol açan mikrobun bakteri mi, virüs mü olduğu belirlenerek, uygun tedavi başlanır.

Parkinson hastalığı Dünya Sağlık Örgütü tarafından altıncı sıklıkta görülen nörolojik hastalık olarak tanımlanmıştır (%1.8). Beyinde dopamin adlı kimyasal ileticiyi salgılayan hücrelerin ilerleyici kaybı ile karakterize bu hastalık hareketlerde yavaşlama, elde titreme, yürüyüş ve posturün (duruşun) bozulması ile belirti veren ve kişinin günlük yaşam aktivitelerini bozan süreğen bir hastalıktır. Parkinson hastalığının tedavisi, bir kişinin üzerine elbise dikmek gibi kişiye özel planlanan bir tedavidir. Parkinson hastalarının devamlı ilişki halinde oldukları aynı nöroloji uzmanı tarafından takip edilmeleri önerilir.

Multipl Skleroz tüm nörolojik hastalıklar içinde yedinci sıklıkta yer alır (% 1.6). Genç yaşta başlayan bu hastalıkta nöroloji uzmanı erken dönemde tanı koyduğunda hastalığın kalıcı sekel bulgulara neden olmasına izin vermeden tedavi başlayarak kişinin işlevselliğinin bozulmasına engel olmaktadır.

İlerleyen günlerde sizlere bu hastalıklar ile ilgili daha detaylı bilgi vermeye çalışacağım.

Baş Ağrısı Olan Hasta Hangi Bölümden Randevu Almalıdır? Baş Ağrım Migren midir?

Migren genellikle 20-30 yaşlarında görülmeye başlayan bir baş ağrısı hastalığıdır. Bu hastalık genellikle kadınlarda görülme eğilimindedir. Türkiye ve dünyada yapılan toplum çalışmalarında, bu yaş gruplarında migren kadınlarda % 16-22, erkeklerde % 8 oranında görülmektedir.  Yani bu istatistikler doğrultusunda denebilir ki, bu yaşlarda her beş kadından ve her on erkekten biri migren hastasıdır. Devamı için